Zelletü'l-Kari'ye (Okuyucunun Yanılmasına) Ait Esaslar
435- Namaz içinde meydana gelen bir okuyuş yanlışlığı ile namaz bozulur mu, bozulmaz mı konusu pek önemlidir. Buna dikkat gerekir. Kur'ân okurken bir hata yapılmasına veya okuyucunun sürçmesine Zelletü'l-Karî (Okuyucunun Sürçmesi) denir. Bu konuda başlıca esaslar şunlardır:
436- Kur'ân-ı Kerîm'in bir kelimesi kasden değiştirilir de, bununla mana değişmiş olursa, namaz ittifakla bozulur. Ancak kelime övgüye ait olup onun yerine yine övgüye ait bir lâfız okunmuş olursa bozulmaz. Fakat böyle bir davranış caiz görülmez.
Amma yanılarak değiştirilmiş olursa, bakılır: Eğer okunan lâfzın benzeri Kur'ân'da bulunmaz, manası da Kur'ân'daki kelimenin manasından uzak olup aralarında fazla bir ayrılık bulunarak iki mana arasında bir ilgi bulunmazsa, bununla namaz ittifakla bozulur. "Hâzâ't-turâbu" yerine, "Hazâ'l-gubâru" okumak gibi. Fakat okunan lâfız tesbih, hamd ve zikir manasında ise bozulmaz.
Eş ve benzeri Kur'ân'da bulunmadığı halde, manası da bulunmayan bir lâfız hakkında da hüküm böyledir. "Yevmetüb-le's-serâiru" yerine, "Yevme tüblâs-serâilu" okunması gibi.
437- Yanılarak okunan bir lâfzın benzeri Kur'ân'da bulunur da, bu lâfız, ile Kur'ân'daki kelimenin manası aşırı şekilde değişmemekle beraber ikisinin manası biribirinden uzak bulunursa İmam Azam ile İmam Muhammed'e göre namaz bozulur. İhtiyat da bundadır. Fakat İmam Ebû Yusuf ile diğer bazı fıkıh alimlerine göre namaz bozulmaz. Çünkü bunda herkes için bir güçlük vardır. İnsanların çoğu bundan kurtulamaz. Onun için fetva da buna göredir.
438- Yanılarak okunan bir lâfzın benzeri Kur'ân'da bulunmamakla beraber bununla mana değişmeyecek olsa, İmam Azam ile İmam Muhammed'e göre namaz bozulmaz. Çünkü mana asıldır, en çok manaya önem verilir. Fakat İmam Ebû Yusuf'a göre bozulur; çünkü burada asıl olan, Kur'ân'da benzerinin bulunup bulunmamasıdır. "Kavvâmîne" yerine "Kayyâmîne" okunması gibi...
Demek oluyor ki, İmam Azam ile İmam Muhammed, yanılarak yanlış okunan lâfız ile, Kur'ân'daki mananın fazla değişip değişmemesini göz önüne almışlardır. Şöyle ki: Eğer mana fazla değişirse, namaz bozulur, değilse bozulmaz; okunan lâfzın benzeri Kur'ân'da bulunsun veya bulunmasın.
İmam Ebû Yusuf ise, okunan lâfzın Kur'ân'da benzerinin olup olmamasını esas tutmuştur. Bundan dolayı, eğer Kur'ân'da benzerinin olup olmamasını esas tutmuştur. Bundan dolayı, eğer Kur'ân'da benzeri varsa namaz bozulmaz, isterse mana aşırı derecede değişmiş olsun. Eğer benzeri Kur'ân'da yoksa namaz bozulur, isterse mana aşırı derecede değişmiş olmasın.
Yukarda (436, 437, 438.) maddelerde gösterilen üç esas, önceki devir (mütekaddimîn) müctehidlere göredir. Aşağıdaki esaslar da, daha sonraki devir (müteahhirîn) fıkıh alimlerine göredir. Bunlar bu konuda biraz daha genişlik göstermişlerdir.
439- Kur'ân-ı Kerîm'in okunuşunda yanılarak i'rab yönünden yapılacak hata, manayı ne kadar değiştirecek olursa değiştirsin, namazı mutlaka bozmaz. Çünkü insanların çoğu i'rabın şekillerini ayırmaya güç yetiremez. "İbrahime" kelimesinin sonunu "İbrahimu" şeklinde ötre ve "Rabbuhu" kelimesinin "Ba" harfini de üstün "Rabbehu" şeklinde üstün okumak gibi... "Na'budu" kelimesinin be'sini de "Na'bedu" şeklinde esre okumak böyledir.
440- Kur'ân kelimelerinden şeddesiz olan bir harfi sehven şeddeli okumak veya şeddeli bir harfi şeddesiz okumak, uzatılacak bir harfi uzatmamak, kısa okunması gereken bir harfi uzatmak, idğam edilecek harfleri ayrı ayrı okumak ve ayrı ayrı okunacak harfleri idğam etmek (birleştirip şeddeli okumak) namazı bozmaz. "İyyâke" kelimesini şeddesiz okumak gibi. Yersiz olarak yapılan imale de namazı bozmaz. "Bismillahi" veya "Mâliki yevmi'd-dîn" âyetlerini imale ile okumak gibi...
İnce okunacak bir harfi kalın okumak, kalın okunacak bir harfi ince okumak da böyledir; çünkü bunlarda da çoğunluğun yetersizliği vardır.
441- Kur'ân okunurken durulmayacak yerde durulsa veya ilk olarak bu yapılsa, bakılır: Eğer bununla mana bozulmazsa ittifakla namaz fasid olmaz. Fakat mana değişirse, bunda ihtilâf vardır. Kabul edilen fetva bununla da namazın bozulmamasıdır. Müctehidlerden sonraki alimlerin görüşü budur. Çünkü bunda da çoğunluk için bir güçlük vardır, herkes manayı bilip ona göre Kur'ân okuyamaz. Ayrıca unutmak ve nefes kesilmek gibi hallerden de kurtulamaz. Bunun için "Lâ ilâhe" diyerek durduktan sonra "İlâhû" denilse veya "Kaleti'l-Yehudu = Yahudiler dedi" deyip durulduktan sonra "Uzeyrün ibnullahi = Üzeyr Allah'ın oğludur" diye başlanılsa, tercih edilen görüşe göre, namaz bozulmaz.
422- Kur'ân'daki bir harf yerine sehven başka bir harf okunacak olsa, bakılır: Eğer bu iki harf arasında Kaf ve Kâf gibi mahreç (harflerin çıkış) yakınlığı varsa veya bunlar Sin ile Sad gibi bir mahreçten olup aralarında değişiklik caiz ise bununla namaz bozulmaz. (فَلاَتَقْهَرْ) yerine (فَلاَتَكْهَرْ) ve (فَتْح قَرِيبٌ ) yerine ( فَتْح غَريبٌ) okunması gibi. ( الصَّمَدُ) yerine (السَّمَدُ) okunması da böyledir. (ج ل ى) harfleri bir mahreçten oldukları halde aralarında değişme caiz değildir. Bu harfler birbirlerine çevrilemezler.
443- İki harf arasında mahreç birliği veya yakınlığı olmadığı halde çoğunluk bakımından güçlük bulunup bunların aralarını ayırmak zor olsa, bunlardan birinin yerine diğerinin telâffuz edilmesi, fıkıh alimlerinden çoklarına göre namazı bozmaz.(ض) yerine ( د ذ ) veya (ظ ) harfinin okunması ve ( ذ ) yerine de (ز) veya (ظ) harfinin söylenmesi gibi. (ص) ile (س , ط) ile (ت) harfleri de böyledir. Birçok fıkıh alimi namazın bozulmayacağı fetvasını vermiştir. Ancak bunlar kasden yapılırsa, o zaman namaz bozulur.
Bu bakımdan (وَلاَالضَالِين) yerine (وَلاَالظَالَين) veya (وَلاَالذَالِّين) okunması namazı bozmaz. Bununla beraber bu mesele üzerinde başka görüşler de vardır. Bu harflerin aralarını ayırmaya gücü yetecek kimse için, bunların böyle değiştirilmesine meydan vermemek gerekir. Kasden böyle okunursa namaz bozulur.
444- Aralarını zahmetsiz olarak ayırmak mümkün olan iki harfden birini diğeri ile değişmek, (ص) yerine
(ط) harfini koymak, namazı ittifakla bozar. (الصالحات) yerine (الطالحات) okumak gibi. (الله احد)yerine (الله احت) ve (فطرة الله التى فطره) yerine (فتر) okumak da böyledir.
445- Namazda bir kelimenin bir kısmı kesilse, (الحمد) yerinde unutmaktan veya nefes kesilmesinden dolayı yalnız (ال) denilip sonra (حمد) denilse veya okunacak bir kelime hatıra gelmeyip başka bir kelimeye geçilse, fıkıh alimlerinin çoğuna göre namaz bozulmaz. Mana değişse bile hüküm aynıdır. Çünkü unutmada ve nefes kesilmesinde zaruret vardır ve bu da herkesde olan bir haldir. Öyle ki, (مطلع الفجر ) yerine nefes kesildiği için (مطلع الفج ) denilerek rükûa varılsa, namaz bozulmuş olmaz. Bununla beraber namazı bozacak bir kelimenin tamamını okumakla bunun bir kısmını okumak eşittir, her iki halde de namaz bozulur.
446- Kur 'ân okurken bir kelimenin son harfi diğer bir kelimeye bitiştirilecek olsa, bütün alimlere göre namaz bozulmaz. ( إِيَّاكَ نَعْبُدُ) ve (إِنَّا أَعْطَيْنَاكَ الْكَوْثَرَ ) âyetlerini ( إِيَّاكَ نَعْبُدُ) ve (إِنَّا أَعْطَيْنَاكَ الْكَوْثَرَ) diye okumak gibi. Ancak bu gibi okuyuşlarda kesinti yapılmamasına dikkat etmelidir.
Yine, (يَحْسَبُونَ اَنَّهُمْ) yerinde (يَحْسَبُونَهُم) diye bitiştirilse namaz bozulmaz.
447- Kur 'ân okurken yanılarak bir harf ziyade edilecek olsa, bakılır: Eğer mana değişmezse namaz bozulmaz. (يَدْخِلُهُ نَاراً) yerine (يَدْخِلُهُمْ نَاراً) okunması gibi. Fakat mana değişirse, bir görüşe göre namaz bozulur. (اِنَّكَ لَمِنَ الْمُرْسَلِين) yerine (وَاِنَّكَ لَمِنَ الْمُرْسَلِين) okumak gibi; çünkü bu halde yeminin cevabı yemin kılınmış oluyor. Bununla beraber namazın bozulmayacağını söyleyenler vardır. (مَثَانِينَ) yerine (مَثَانِنَ) ve (زَرَابِى) yerine (زَرابيب) okunduğu takdirde de namaz bozulur.
448- Kur'ân-ı Kerîm'in kelimelerinden birinin bir harfi sehven noksan okunsa, bakılır: Eğer bu harf kelimenin aslından olup mana değişirse, İmam Azam ile İmam Muhammed'e göre namaz bozulur. (مِمَّارَزَقْنَاهُم) yerine (مِمَّارَزَقْنَاهُم) ,(هُمْ) ve (جَعَلْنَا) yerine (عَلْنَا) okunması gibi. . .
Yine, asıl harflerden olmamakla beraber kaldırılan harfden dolayı küfür inancını gerektiren bir mana meydana gelirse, yine namaz bozulur.
449- Namazda Kur'ân'ın bir kelimesi veya harfi kesilerek okunmazsa, bakılır: Eğer mana değişmezse, namaz bozulmaz. (وَلَقَدْ جَاءَ بهم رُسُلهم) yerine (ولقد جاءهم رُسُلُهم) okumak gibi.
(وَمَاتَدرى نفسنٌ ماذاتكسِبُ غَداً ) âyet-i kerîmesinde (ذ) 'yi ve (جَزَاءُ سَيئَةٍ سيِئْةٌ مِثْلُهَا) âyet-i kerîmesinde de ikinci (سَيئَة) kelimesini okumamak da böyledir. Fakat mana değişirse, bütün fıkıh alimlerine göre namaz bozulur.
(فَمَالَهُمْ لاَئُوْمِنُونَ) yerine (فَمَالَهُمْ ئُومنُون) okunması gibi.
Kaldırılan harf asıl harflerden olmadığı veya asıl harflerden olmakla beraber mana değişmediği takdirde namaz bozulmaz. (الواقِعة) kelimesinin "Ha"sız okunması (تعالى جدُّربّنا) yı, (تعلى جدُّرَبنا) okumak da böyledir.
450- Kur 'ân 'in bir kelimesi namazda tekrarlanırsa, bakılır: Eğer bununla mana değişmezse, namaz bozulmaz; değişirse bazı fıkıh alimlerine göre yine bozulmaz. Diğer bazılarına göre ise bozulur. Sahih görülen de budur. (رَبّ العالمين) yerine (رَبِّ رَبِّ العالمين) okumak gibi. Bununla mananın değişeceğini bilen kimsenin, bunu kasden böyle okuması, şübhesiz namazı bozar. Fakat bir dil sürçmesi veya kelime düzeltmesi maksadı ile olduğu takdirde, namazın bozulmayacağı daha uygun görülmektedir.
Yine, bir kelimenin bir harfi tekrarlansa, bakılır: Eğer şeddeli bir harfi izhar (şeddeyi çözme) şeklinde olursa, namaz bozulmaz. (ومن يرَتَد) yerine (ومَن يَرتَداد) okumak gibi. Fakat (الحمدلله) yerine, üç lâm ile (الحمداللله) şeklinde okunursa namaz bozulur.
451- Ayetlerdeki kelimelerin harfleri sehven öne alınsa veya arkaya geçirilse, bakılır: Eğer mana değişirse, namaz bozulur. (عصف) ve (خسر) yerine (عفص) ve (سرخ) okunması gibi. Fakat mana değişmezse, namaz bozulmaz. (غِثاءاحوى) yerine (غثاءأوحى) okunması gibi. Tercih edilen budur.
452- Kur 'ân okunurken yanılarak bir kelime ilâve edilse, bakılır: Eğer o ziyade edilen kelime Kur'ân'da bulunmamakla beraber manayı değiştirmiyorsa, namazı bozmaz. (لاتعبدون الاالله وبالوالدين احسانا) âyet-i kerîmesinin sonuna (أوبّراً) kelimesini ilâve gibi.
İlâve edilen kelime Kur'ân'da bulunmamakla beraber manayı değiştirirse yine hüküm aynıdır. (فيهمافا كهة ونخلٌ ورمان) âyet-i kerîmesini (ونخلٌ وتُفَّاحٌ ورمَّان) diye okumak gibi.
Şu kadar var ki, (تفاح) kelimesi Kur'ân'da bulunmadığı için, İmam Ebû Yusuf'a göre, bununla namaz bozulur. Fakat ziyade edilen Kur'ân'da bulunduğu halde, inanç bakımından küfre girecek derecede manayı değiştirirse, namazı bozar.
(من آمن بالله واليوم لآخروعَمِلَ صَالِحَاًفَلَهُمْ اجرهم) âyet-i kerîmesine "Salihan"dan sonra (وكفر) kelimesini ilâve etmek gibi.
453- Kur'ân-ı Kerîm 'in kelimelerinden biri, diğerinin önüne geçirilse, mana değişmediği takdirde namaz bozulmaz.
(فيهازفيرٌوشَهيق) yerine (فيهاشهيق وزفير) okunması gibi. Fakat mana değişirse, alimlerin çoğuna göre namaz bozulur. (ان الابرارلفى نعيم وان الفجارلفىجحيم) âyet-i kerîmesine de, "Cehîm" evvel, "Naîm" sonra okumak gibi.
454- Kur'ân-ı Kerîm'in iki kelimesi, diğer iki kelimesinin önüne yanılarak geçirilse, bakılır: Eğer mana değişmezse, namaz bozulmaz. (يوم تسودٌوجوه وتبيض وجوه) okunması gibi. Fakat mana değişirse, namaz bozulur. (فلاتخافوهم وخافون) yerine (فخافوهم ولاتخافون) okunması gibi.
455- Kur'ân-ı Kerîm'de Yüce Allah'ın isimlerinden birine yanılarak te'nis (dişilik) harfi ilâve edilse, bir görüşe göre namaz bozulur. Daha sahih görülen diğer bir görüşe göre bozulmaz. (الاان يأتيهم الله ) âyet-i kerîmesini (الاَّان تأتيهم الله) okumak da bunun gibidir.
456- Bir ismin yerine sehven diğer bir isim okunarak onunla nisbet değişirse, bakılır: Eğer kendine nisbet yapılan Kur'ân'da bulunmazsa, namaz ihtilafsız bozulur. (مريم ابنه غيلان) okunması gibi. () okunması ile de bozulur. Eğer nisbet Kur'ân'da bulunursa, bütün fıkıh alimlerine göre namaz bozulmaz. (مريم ابنة لقمان) ve (موسىبن عيسى) okunması gibi.
457- Rahmet âyetini azab âyeti ile bitirmek veya aksine olarak azab âyetini rahmet âyeti ile bitirmek ve (الَرَحمن علىالعرش استوى) yerine (الشيطان) diye okumak, bütün fıkıh alimlerine göre namazı bozar. Yalnız İmam Ebû Yusuf 'dan bir rivayete göre bozmaz; fakat diğer sahih görülen bir rivayete göre bozar. Çünkü Yüce Allah'ın vermiş olduğu habere aykırı olan haber verilmiş olur.
458- (بلى) yerine (نَعَمْ) okunsa, meselâ: (اَلستَ بربكم قالوابلى) yerine (نَعَمْ) denilse, bütün fıkıh alimlerine göre namaz bozulur. Çünkü "belâ" olumsuzu red ve isbatı tasdîk içindir. "Naam" ise, olumsuzu tasdîk içindir. Şöyle ki: "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" sorusuna "Belâ" diye cevab verilince, mana: "Evet, sen bizim Rabbimizsin," olur. Oysa, "Naam" denilince mana: "Evet, sen bizim Rabbimiz değilsin" demek olur ki, bu bir inkârdır.
459- Okunan lâfız, Kur'ân'da bulunduğu halde, Kur'ân'daki kelime ile aralarında mana bakımından yakınlık bulunmazsa, bakılır: Eğer küfür inancını gerektiren şeylerden olursa, bütün fıkıh alimlerine göre namazı bozar. Bu hususta İmam Ebû Yusuf dan sahih görülen rivayette böyledir.
(وَعدًاعلينااناكنافاعلين) yerine (غافِلين) okunması gibi.
460- Peltek konuşan kimse ( ر ) harfini ( غ ) veya ( ل ) yahut ( ى ) olarak söylese, namazı bozulmaz. (رب العالمين) yerine (لب العالمين) demesi gibi. Bununla beraber böyle bir kimsenin mümkün olduğu kadar dilini düzeltmeye çalışması gerekir. İçinde doğru okuyamadığı harf bulunmayan âyetleri seçmesi gerekir. Böyle bir kimse, ümmî (okuma-yazma öğrenmeyen kimse) yerindedir. Güzel Kur 'ân okuyanların buna uyması caiz olmaz.
461- (الحمدلله) cümlesini (الهمدلله) veya (الخمدلله) okuyanlar veya (قل هوالله احد) âyetini
(كل هوالله احد) diye telâffuz edenler de, başka türlü okuyamadıkları takdirde, peltek hükmünde bulunurlar.
462- Bir kimse namaz kılarken aşırı derecede bir hata ile Kur'ân okuduktan sonra, dönüp sahih şekilde okursa, namazı caiz olur.
Deniliyor ki, bir namaz birçok yönlerden sahih olduğu halde, bir yönden bozuk olsa, ihtiyat olarak bozulduğuna hüküm verilir. Bundan kıraat hususu müstesnadır; çünkü bunun üzerinde çoğunluk bakımından düzgün okuma güçlüğü vardır. Onun için sıhhat yönü tercih edilir. Bununla beraber bu hususta da, namazı yeniden kılmak ihtiyata daha uygundur.
(İmam Şafiî'ye göre, Fatiha'nın gayrındaki hata namazı bozmaz. Çünkü bu İmama göre kasden olmayan söz namazı bozmaz. Bu hatanın ise kasıd ile bir ilgisi yoktur. Fatiha'daki hata ile namazın bozulması ise, mezhebine göre, Fatiha'sız namazın caiz olmamasından dolayıdır.) Kıraat bölümüne bakılsın.
436- Kur'ân-ı Kerîm'in bir kelimesi kasden değiştirilir de, bununla mana değişmiş olursa, namaz ittifakla bozulur. Ancak kelime övgüye ait olup onun yerine yine övgüye ait bir lâfız okunmuş olursa bozulmaz. Fakat böyle bir davranış caiz görülmez.
Amma yanılarak değiştirilmiş olursa, bakılır: Eğer okunan lâfzın benzeri Kur'ân'da bulunmaz, manası da Kur'ân'daki kelimenin manasından uzak olup aralarında fazla bir ayrılık bulunarak iki mana arasında bir ilgi bulunmazsa, bununla namaz ittifakla bozulur. "Hâzâ't-turâbu" yerine, "Hazâ'l-gubâru" okumak gibi. Fakat okunan lâfız tesbih, hamd ve zikir manasında ise bozulmaz.
Eş ve benzeri Kur'ân'da bulunmadığı halde, manası da bulunmayan bir lâfız hakkında da hüküm böyledir. "Yevmetüb-le's-serâiru" yerine, "Yevme tüblâs-serâilu" okunması gibi.
437- Yanılarak okunan bir lâfzın benzeri Kur'ân'da bulunur da, bu lâfız, ile Kur'ân'daki kelimenin manası aşırı şekilde değişmemekle beraber ikisinin manası biribirinden uzak bulunursa İmam Azam ile İmam Muhammed'e göre namaz bozulur. İhtiyat da bundadır. Fakat İmam Ebû Yusuf ile diğer bazı fıkıh alimlerine göre namaz bozulmaz. Çünkü bunda herkes için bir güçlük vardır. İnsanların çoğu bundan kurtulamaz. Onun için fetva da buna göredir.
438- Yanılarak okunan bir lâfzın benzeri Kur'ân'da bulunmamakla beraber bununla mana değişmeyecek olsa, İmam Azam ile İmam Muhammed'e göre namaz bozulmaz. Çünkü mana asıldır, en çok manaya önem verilir. Fakat İmam Ebû Yusuf'a göre bozulur; çünkü burada asıl olan, Kur'ân'da benzerinin bulunup bulunmamasıdır. "Kavvâmîne" yerine "Kayyâmîne" okunması gibi...
Demek oluyor ki, İmam Azam ile İmam Muhammed, yanılarak yanlış okunan lâfız ile, Kur'ân'daki mananın fazla değişip değişmemesini göz önüne almışlardır. Şöyle ki: Eğer mana fazla değişirse, namaz bozulur, değilse bozulmaz; okunan lâfzın benzeri Kur'ân'da bulunsun veya bulunmasın.
İmam Ebû Yusuf ise, okunan lâfzın Kur'ân'da benzerinin olup olmamasını esas tutmuştur. Bundan dolayı, eğer Kur'ân'da benzerinin olup olmamasını esas tutmuştur. Bundan dolayı, eğer Kur'ân'da benzeri varsa namaz bozulmaz, isterse mana aşırı derecede değişmiş olsun. Eğer benzeri Kur'ân'da yoksa namaz bozulur, isterse mana aşırı derecede değişmiş olmasın.
Yukarda (436, 437, 438.) maddelerde gösterilen üç esas, önceki devir (mütekaddimîn) müctehidlere göredir. Aşağıdaki esaslar da, daha sonraki devir (müteahhirîn) fıkıh alimlerine göredir. Bunlar bu konuda biraz daha genişlik göstermişlerdir.
439- Kur'ân-ı Kerîm'in okunuşunda yanılarak i'rab yönünden yapılacak hata, manayı ne kadar değiştirecek olursa değiştirsin, namazı mutlaka bozmaz. Çünkü insanların çoğu i'rabın şekillerini ayırmaya güç yetiremez. "İbrahime" kelimesinin sonunu "İbrahimu" şeklinde ötre ve "Rabbuhu" kelimesinin "Ba" harfini de üstün "Rabbehu" şeklinde üstün okumak gibi... "Na'budu" kelimesinin be'sini de "Na'bedu" şeklinde esre okumak böyledir.
440- Kur'ân kelimelerinden şeddesiz olan bir harfi sehven şeddeli okumak veya şeddeli bir harfi şeddesiz okumak, uzatılacak bir harfi uzatmamak, kısa okunması gereken bir harfi uzatmak, idğam edilecek harfleri ayrı ayrı okumak ve ayrı ayrı okunacak harfleri idğam etmek (birleştirip şeddeli okumak) namazı bozmaz. "İyyâke" kelimesini şeddesiz okumak gibi. Yersiz olarak yapılan imale de namazı bozmaz. "Bismillahi" veya "Mâliki yevmi'd-dîn" âyetlerini imale ile okumak gibi...
İnce okunacak bir harfi kalın okumak, kalın okunacak bir harfi ince okumak da böyledir; çünkü bunlarda da çoğunluğun yetersizliği vardır.
441- Kur'ân okunurken durulmayacak yerde durulsa veya ilk olarak bu yapılsa, bakılır: Eğer bununla mana bozulmazsa ittifakla namaz fasid olmaz. Fakat mana değişirse, bunda ihtilâf vardır. Kabul edilen fetva bununla da namazın bozulmamasıdır. Müctehidlerden sonraki alimlerin görüşü budur. Çünkü bunda da çoğunluk için bir güçlük vardır, herkes manayı bilip ona göre Kur'ân okuyamaz. Ayrıca unutmak ve nefes kesilmek gibi hallerden de kurtulamaz. Bunun için "Lâ ilâhe" diyerek durduktan sonra "İlâhû" denilse veya "Kaleti'l-Yehudu = Yahudiler dedi" deyip durulduktan sonra "Uzeyrün ibnullahi = Üzeyr Allah'ın oğludur" diye başlanılsa, tercih edilen görüşe göre, namaz bozulmaz.
422- Kur'ân'daki bir harf yerine sehven başka bir harf okunacak olsa, bakılır: Eğer bu iki harf arasında Kaf ve Kâf gibi mahreç (harflerin çıkış) yakınlığı varsa veya bunlar Sin ile Sad gibi bir mahreçten olup aralarında değişiklik caiz ise bununla namaz bozulmaz. (فَلاَتَقْهَرْ) yerine (فَلاَتَكْهَرْ) ve (فَتْح قَرِيبٌ ) yerine ( فَتْح غَريبٌ) okunması gibi. ( الصَّمَدُ) yerine (السَّمَدُ) okunması da böyledir. (ج ل ى) harfleri bir mahreçten oldukları halde aralarında değişme caiz değildir. Bu harfler birbirlerine çevrilemezler.
443- İki harf arasında mahreç birliği veya yakınlığı olmadığı halde çoğunluk bakımından güçlük bulunup bunların aralarını ayırmak zor olsa, bunlardan birinin yerine diğerinin telâffuz edilmesi, fıkıh alimlerinden çoklarına göre namazı bozmaz.(ض) yerine ( د ذ ) veya (ظ ) harfinin okunması ve ( ذ ) yerine de (ز) veya (ظ) harfinin söylenmesi gibi. (ص) ile (س , ط) ile (ت) harfleri de böyledir. Birçok fıkıh alimi namazın bozulmayacağı fetvasını vermiştir. Ancak bunlar kasden yapılırsa, o zaman namaz bozulur.
Bu bakımdan (وَلاَالضَالِين) yerine (وَلاَالظَالَين) veya (وَلاَالذَالِّين) okunması namazı bozmaz. Bununla beraber bu mesele üzerinde başka görüşler de vardır. Bu harflerin aralarını ayırmaya gücü yetecek kimse için, bunların böyle değiştirilmesine meydan vermemek gerekir. Kasden böyle okunursa namaz bozulur.
444- Aralarını zahmetsiz olarak ayırmak mümkün olan iki harfden birini diğeri ile değişmek, (ص) yerine
(ط) harfini koymak, namazı ittifakla bozar. (الصالحات) yerine (الطالحات) okumak gibi. (الله احد)yerine (الله احت) ve (فطرة الله التى فطره) yerine (فتر) okumak da böyledir.
445- Namazda bir kelimenin bir kısmı kesilse, (الحمد) yerinde unutmaktan veya nefes kesilmesinden dolayı yalnız (ال) denilip sonra (حمد) denilse veya okunacak bir kelime hatıra gelmeyip başka bir kelimeye geçilse, fıkıh alimlerinin çoğuna göre namaz bozulmaz. Mana değişse bile hüküm aynıdır. Çünkü unutmada ve nefes kesilmesinde zaruret vardır ve bu da herkesde olan bir haldir. Öyle ki, (مطلع الفجر ) yerine nefes kesildiği için (مطلع الفج ) denilerek rükûa varılsa, namaz bozulmuş olmaz. Bununla beraber namazı bozacak bir kelimenin tamamını okumakla bunun bir kısmını okumak eşittir, her iki halde de namaz bozulur.
446- Kur 'ân okurken bir kelimenin son harfi diğer bir kelimeye bitiştirilecek olsa, bütün alimlere göre namaz bozulmaz. ( إِيَّاكَ نَعْبُدُ) ve (إِنَّا أَعْطَيْنَاكَ الْكَوْثَرَ ) âyetlerini ( إِيَّاكَ نَعْبُدُ) ve (إِنَّا أَعْطَيْنَاكَ الْكَوْثَرَ) diye okumak gibi. Ancak bu gibi okuyuşlarda kesinti yapılmamasına dikkat etmelidir.
Yine, (يَحْسَبُونَ اَنَّهُمْ) yerinde (يَحْسَبُونَهُم) diye bitiştirilse namaz bozulmaz.
447- Kur 'ân okurken yanılarak bir harf ziyade edilecek olsa, bakılır: Eğer mana değişmezse namaz bozulmaz. (يَدْخِلُهُ نَاراً) yerine (يَدْخِلُهُمْ نَاراً) okunması gibi. Fakat mana değişirse, bir görüşe göre namaz bozulur. (اِنَّكَ لَمِنَ الْمُرْسَلِين) yerine (وَاِنَّكَ لَمِنَ الْمُرْسَلِين) okumak gibi; çünkü bu halde yeminin cevabı yemin kılınmış oluyor. Bununla beraber namazın bozulmayacağını söyleyenler vardır. (مَثَانِينَ) yerine (مَثَانِنَ) ve (زَرَابِى) yerine (زَرابيب) okunduğu takdirde de namaz bozulur.
448- Kur'ân-ı Kerîm'in kelimelerinden birinin bir harfi sehven noksan okunsa, bakılır: Eğer bu harf kelimenin aslından olup mana değişirse, İmam Azam ile İmam Muhammed'e göre namaz bozulur. (مِمَّارَزَقْنَاهُم) yerine (مِمَّارَزَقْنَاهُم) ,(هُمْ) ve (جَعَلْنَا) yerine (عَلْنَا) okunması gibi. . .
Yine, asıl harflerden olmamakla beraber kaldırılan harfden dolayı küfür inancını gerektiren bir mana meydana gelirse, yine namaz bozulur.
449- Namazda Kur'ân'ın bir kelimesi veya harfi kesilerek okunmazsa, bakılır: Eğer mana değişmezse, namaz bozulmaz. (وَلَقَدْ جَاءَ بهم رُسُلهم) yerine (ولقد جاءهم رُسُلُهم) okumak gibi.
(وَمَاتَدرى نفسنٌ ماذاتكسِبُ غَداً ) âyet-i kerîmesinde (ذ) 'yi ve (جَزَاءُ سَيئَةٍ سيِئْةٌ مِثْلُهَا) âyet-i kerîmesinde de ikinci (سَيئَة) kelimesini okumamak da böyledir. Fakat mana değişirse, bütün fıkıh alimlerine göre namaz bozulur.
(فَمَالَهُمْ لاَئُوْمِنُونَ) yerine (فَمَالَهُمْ ئُومنُون) okunması gibi.
Kaldırılan harf asıl harflerden olmadığı veya asıl harflerden olmakla beraber mana değişmediği takdirde namaz bozulmaz. (الواقِعة) kelimesinin "Ha"sız okunması (تعالى جدُّربّنا) yı, (تعلى جدُّرَبنا) okumak da böyledir.
450- Kur 'ân 'in bir kelimesi namazda tekrarlanırsa, bakılır: Eğer bununla mana değişmezse, namaz bozulmaz; değişirse bazı fıkıh alimlerine göre yine bozulmaz. Diğer bazılarına göre ise bozulur. Sahih görülen de budur. (رَبّ العالمين) yerine (رَبِّ رَبِّ العالمين) okumak gibi. Bununla mananın değişeceğini bilen kimsenin, bunu kasden böyle okuması, şübhesiz namazı bozar. Fakat bir dil sürçmesi veya kelime düzeltmesi maksadı ile olduğu takdirde, namazın bozulmayacağı daha uygun görülmektedir.
Yine, bir kelimenin bir harfi tekrarlansa, bakılır: Eğer şeddeli bir harfi izhar (şeddeyi çözme) şeklinde olursa, namaz bozulmaz. (ومن يرَتَد) yerine (ومَن يَرتَداد) okumak gibi. Fakat (الحمدلله) yerine, üç lâm ile (الحمداللله) şeklinde okunursa namaz bozulur.
451- Ayetlerdeki kelimelerin harfleri sehven öne alınsa veya arkaya geçirilse, bakılır: Eğer mana değişirse, namaz bozulur. (عصف) ve (خسر) yerine (عفص) ve (سرخ) okunması gibi. Fakat mana değişmezse, namaz bozulmaz. (غِثاءاحوى) yerine (غثاءأوحى) okunması gibi. Tercih edilen budur.
452- Kur 'ân okunurken yanılarak bir kelime ilâve edilse, bakılır: Eğer o ziyade edilen kelime Kur'ân'da bulunmamakla beraber manayı değiştirmiyorsa, namazı bozmaz. (لاتعبدون الاالله وبالوالدين احسانا) âyet-i kerîmesinin sonuna (أوبّراً) kelimesini ilâve gibi.
İlâve edilen kelime Kur'ân'da bulunmamakla beraber manayı değiştirirse yine hüküm aynıdır. (فيهمافا كهة ونخلٌ ورمان) âyet-i kerîmesini (ونخلٌ وتُفَّاحٌ ورمَّان) diye okumak gibi.
Şu kadar var ki, (تفاح) kelimesi Kur'ân'da bulunmadığı için, İmam Ebû Yusuf'a göre, bununla namaz bozulur. Fakat ziyade edilen Kur'ân'da bulunduğu halde, inanç bakımından küfre girecek derecede manayı değiştirirse, namazı bozar.
(من آمن بالله واليوم لآخروعَمِلَ صَالِحَاًفَلَهُمْ اجرهم) âyet-i kerîmesine "Salihan"dan sonra (وكفر) kelimesini ilâve etmek gibi.
453- Kur'ân-ı Kerîm 'in kelimelerinden biri, diğerinin önüne geçirilse, mana değişmediği takdirde namaz bozulmaz.
(فيهازفيرٌوشَهيق) yerine (فيهاشهيق وزفير) okunması gibi. Fakat mana değişirse, alimlerin çoğuna göre namaz bozulur. (ان الابرارلفى نعيم وان الفجارلفىجحيم) âyet-i kerîmesine de, "Cehîm" evvel, "Naîm" sonra okumak gibi.
454- Kur'ân-ı Kerîm'in iki kelimesi, diğer iki kelimesinin önüne yanılarak geçirilse, bakılır: Eğer mana değişmezse, namaz bozulmaz. (يوم تسودٌوجوه وتبيض وجوه) okunması gibi. Fakat mana değişirse, namaz bozulur. (فلاتخافوهم وخافون) yerine (فخافوهم ولاتخافون) okunması gibi.
455- Kur'ân-ı Kerîm'de Yüce Allah'ın isimlerinden birine yanılarak te'nis (dişilik) harfi ilâve edilse, bir görüşe göre namaz bozulur. Daha sahih görülen diğer bir görüşe göre bozulmaz. (الاان يأتيهم الله ) âyet-i kerîmesini (الاَّان تأتيهم الله) okumak da bunun gibidir.
456- Bir ismin yerine sehven diğer bir isim okunarak onunla nisbet değişirse, bakılır: Eğer kendine nisbet yapılan Kur'ân'da bulunmazsa, namaz ihtilafsız bozulur. (مريم ابنه غيلان) okunması gibi. () okunması ile de bozulur. Eğer nisbet Kur'ân'da bulunursa, bütün fıkıh alimlerine göre namaz bozulmaz. (مريم ابنة لقمان) ve (موسىبن عيسى) okunması gibi.
457- Rahmet âyetini azab âyeti ile bitirmek veya aksine olarak azab âyetini rahmet âyeti ile bitirmek ve (الَرَحمن علىالعرش استوى) yerine (الشيطان) diye okumak, bütün fıkıh alimlerine göre namazı bozar. Yalnız İmam Ebû Yusuf 'dan bir rivayete göre bozmaz; fakat diğer sahih görülen bir rivayete göre bozar. Çünkü Yüce Allah'ın vermiş olduğu habere aykırı olan haber verilmiş olur.
458- (بلى) yerine (نَعَمْ) okunsa, meselâ: (اَلستَ بربكم قالوابلى) yerine (نَعَمْ) denilse, bütün fıkıh alimlerine göre namaz bozulur. Çünkü "belâ" olumsuzu red ve isbatı tasdîk içindir. "Naam" ise, olumsuzu tasdîk içindir. Şöyle ki: "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" sorusuna "Belâ" diye cevab verilince, mana: "Evet, sen bizim Rabbimizsin," olur. Oysa, "Naam" denilince mana: "Evet, sen bizim Rabbimiz değilsin" demek olur ki, bu bir inkârdır.
459- Okunan lâfız, Kur'ân'da bulunduğu halde, Kur'ân'daki kelime ile aralarında mana bakımından yakınlık bulunmazsa, bakılır: Eğer küfür inancını gerektiren şeylerden olursa, bütün fıkıh alimlerine göre namazı bozar. Bu hususta İmam Ebû Yusuf dan sahih görülen rivayette böyledir.
(وَعدًاعلينااناكنافاعلين) yerine (غافِلين) okunması gibi.
460- Peltek konuşan kimse ( ر ) harfini ( غ ) veya ( ل ) yahut ( ى ) olarak söylese, namazı bozulmaz. (رب العالمين) yerine (لب العالمين) demesi gibi. Bununla beraber böyle bir kimsenin mümkün olduğu kadar dilini düzeltmeye çalışması gerekir. İçinde doğru okuyamadığı harf bulunmayan âyetleri seçmesi gerekir. Böyle bir kimse, ümmî (okuma-yazma öğrenmeyen kimse) yerindedir. Güzel Kur 'ân okuyanların buna uyması caiz olmaz.
461- (الحمدلله) cümlesini (الهمدلله) veya (الخمدلله) okuyanlar veya (قل هوالله احد) âyetini
(كل هوالله احد) diye telâffuz edenler de, başka türlü okuyamadıkları takdirde, peltek hükmünde bulunurlar.
462- Bir kimse namaz kılarken aşırı derecede bir hata ile Kur'ân okuduktan sonra, dönüp sahih şekilde okursa, namazı caiz olur.
Deniliyor ki, bir namaz birçok yönlerden sahih olduğu halde, bir yönden bozuk olsa, ihtiyat olarak bozulduğuna hüküm verilir. Bundan kıraat hususu müstesnadır; çünkü bunun üzerinde çoğunluk bakımından düzgün okuma güçlüğü vardır. Onun için sıhhat yönü tercih edilir. Bununla beraber bu hususta da, namazı yeniden kılmak ihtiyata daha uygundur.
(İmam Şafiî'ye göre, Fatiha'nın gayrındaki hata namazı bozmaz. Çünkü bu İmama göre kasden olmayan söz namazı bozmaz. Bu hatanın ise kasıd ile bir ilgisi yoktur. Fatiha'daki hata ile namazın bozulması ise, mezhebine göre, Fatiha'sız namazın caiz olmamasından dolayıdır.) Kıraat bölümüne bakılsın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder